Açık cerrahi ile bel fıtığı ameliyatları, cerrahi tekniklerin pek gelişmediği dönemlerde kullanılan ameliyat yöntemlerinin başında gelir. Fıtık boşaltıldıktan sonra omurlar birbiri üzerine düşmesin diye mesafe koruyucu kullanılırdı. Hastanın kalçasından greft olarak kemik alınır disk mesafesine mesafe koruyucu olarak kullanılırdı. Bu uygulama hasta için bacak ve bel ağrısına neden olurdu. Hekimin ameliyat sırasında süreyi daha fazla uzattığı için pek tercih edilmemekteydi. Farklı cerrahi teknikleri olmadığı için de neredeyse kullanılan tek cerrahi yöntemiydi.

Açık Cerrahi
Açık Cerrahi

Açık cerrahi teknikleri gelişmeye başlayınca artık kalçadan kemik alıp disk mesafesine koyma uygulaması sona erdi. Tıp teknolojileri disk mesafesini koruyacak Titanyum (Ti-6Al-4V) maddesinden vida – rod sistemleri ile kafesler geliştirdi. Bu implatlar her anatomiye uygun ölçülerde çeşitlendirilmiştir. Teknolojinin gelişimi ile PEEK (Polyether Ether Ketone) omur mesafesini korumak için geliştirilmiştir. Titanyumdan hafif ve MR uyumlu olması tercih edilme nedeni oldu. Cerrahların ameliyat süreleri ile aynı oranda hastaların narkozda kalma süreleri kısalmış oldu.

Geçmişte açık cerrahi teknikleri nelerdir?

Günümüze kadar tıp alanında bir çok yeni gelişmeler olmuştur. Gerek tedavi seçeneklerinin farklılaşması olsun, gerekse girişim teknikleri olsun. Tüm bunlar hastalık seyrine göre farklılık göstermektedir. Bu durum tamamen hekimin olguya bakış açısı ve bilimsel tekniklere göre değişiklik gösterir. Her klasik tedavi biçimi her hasta için geçerli değildir. Mutlaka hastanın anamnezine göre farklılıkalr gösterebilmektedir.

Bu gibi rahatsızlıklarda açık cerrahi teknikleri binlerce yıldır uygulanmaktadır. Tarihte kayıtlara geçmiş bir çok ameliyat tekniği biçimi vardır. Bel fıtıkları ise uzun yıllardır kendini gösteren rahatsızlıktır. Ancak bunların anlaşılması çokta eskiye dayanmamaktadır. Omurga ve omurilik rahatsızlıklarına bağlı cerrahi girişim örneklerine Mısır tarihinde ve Hintlerde rastlanmaktadır. Ancak yaygın olarak bilinen ve kabul gören girişimler 1700 lü yıllarda kayıtlarda görülmektedir. Bu girişimler genelikle ağrı kesmeye yönelik olsa da sonunda mutlaka düşük ayak tablosu ile sonuçlanmaktadır.

Bel fıtıklarında cerrahi teknikler bir kaç türde yapılmaktadır.

Açık cerrahi

Açık cerrahi yaygın olarak uygulanan bir ameliyat tekniğidir. Ancak her ameliyat için uygulanması doğru değildir. Cerrahın daha geniş bir alanda çalışmasına olanak sağlamaktadır. Böylece disk mesafelerini etkili bir şekilde temizleme olanağı bulur. Bel fıtığı alındıktan sonra, gerektiğinde disk mesafesini korumak için Cage (kafes) kullanılır. Bu, omurların istenmeyen bir şekilde kaymasını engellemeye yardımcı olur. Ayrıca, duruma göre omurları stabilize etmek için Titanyum vida sistemleri de kullanılmaktadır. Ancak, bu tür cerrahi girişimler genellikle hastaların iyileşme sürelerini uzatabilir. Ayrıca bel fıtıklarının yanı sıra sırt fıtığı ve boyun fıtıkları ameliyatlarında da açık cerrahi girişimler yapılmaktadır.

Bel fıtıklarında Mikrocerrahi tekniği

Bel fıtığı, bel bölgesindeki omurların arasında bulunan disklerin hasar görmesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu hasar, disklerin dış tabakasının yırtılması veya aşınmasıyla birlikte içeriğindeki jel benzeri madde (nükleus pulposus) sinir köklerine baskı yaparak şiddetli ağrı, uyuşma ve güçsüzlüğe neden olabilir.

Bel fıtığı tedavisinde kullanılan bir yöntem olan mikrocerrahi, bel bölgesine küçük bir kesi yaparak ulaşmayı amaçlar. Mikroskop altında gerçekleştirilen bu işlemde, sinir köklerine baskı yapan disk parçaları hassas cerrahi aletlerle çıkarılır. Mikrocerrahi, geleneksel açık cerrahiye göre daha az invazif olduğundan, ameliyat sonrası ağrı ve iyileşme süreci genellikle daha kısadır. Ayrıca, mikrocerrahi tekniği ile daha küçük bir kesiden işlem yapılması nedeniyle, ameliyat sonrası dikişlerin iyileşme süreci daha hızlı ve daha az ağrılıdır.

Ancak, bel fıtığı olan hastaların tamamına mikrocerrahi uygulanamayabilir. Bu yöntem, bel fıtığı durumunun ciddiyetine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak doktor tarafından önerilir veya önerilmez.

Perkütan Hidrodiskektomi

Perkütan Hidrodiskektomi ise artık bilindiği üzere bel fıtığında cerrahilerinde girişimin son evresidir. Ancak bu uygulama sadece belirli seviye ve belirli durumdaki disklerde uygulanır. Öncelikle bireyin bu tekniğe uygun olup olmadığını uygulamayı yapacak hekim belirlemelidir. Perkütan Hidrodiskektomi’ye uygun olmayan hastaların bu uygulama üzerinde ısrarcı olmamaları gerekir. Bunun nedeni ise bir sonraki aşamada diğer segmentlerdeki disk aralıklarında fıtıklaşmayı hızlandırabilmesidir. Ancak erken dönem bel fıtıklarında ve genellikle aktif yaşama daha yatkın, masa başı çalışan, ağır bedensel işi olmayanlar için uygundur. Bir hekimin amacı, hastasının en küçük cerrahi müdahale ile daha uzun rahat etmesini sağlamaktır.

Perkütan Hidrodiskektomi uygulaması yapılan hastalarda daha hızlı iyileşme gözlenmektedir. Bu iyileşme ve istirahat süreci diğer cerrahi girişimlerde 3-6 aralığında ise bu uygulamada 1 hafta kadardır. Bu süreç ise hastanın iyileşme durumuna göre doktorun önerileri doğrultusunda değişiklik gösterebilmektedir.

Benzer Gönderiler