İnsan vücudunun en önemli mekanik bölgelerinden birisi beldir. Bel ağrıları, bir kişinin gerek omurga rahatsızlığı gerekse kas ve iskelet rahatsızlıklarından ortaya çıkar. Bel omurganın sırt, boyun, gövde ve tüm vücudu doğrudan taşır. Gövde yükünü bacaklara aktaran yükü dengeli dağıtan bir yapı oluşturarak dik durmamızı sağlar. Ayrıca omuriliği beyin sapından kuyruk sokumuna kadar kanal içinde koruyan bir yapıdır. Bel ve sırt bölgesini ayrı tutmak gerekmez. Ama bel bölgesine ait birçok hastalık sırt bölgesini de kapsadığından birlikte ele almak gerekir. Bu bağlamda bel ve sırtı ilgilendiren hastalıkları şöyle sıralayabiliriz:

  • Bel ve sırt travmaları
  • Bel ve sırt omurgasının enfeksiyon hastalıkları
  • Bel ve sırt bölgesindeki tümör hastalıkları
  • Bel ve sırt bölgesinin damar hastalıkları
  • Bel ve sırt bölgesinin doğumsal ve yapısal bozuklukları
  • Bel ve sırt bölgesinin dejeneratif hastalıkları
  • Bel fıtığı
  • Sırt fıtığı

İşte bu belirttiğimiz unsurlar genel olarak bel ağrılarına neden olmaktadır. Çoğu belirti tetkik edildiğinde ciddi medikal tedaviler veya cerrahi girişimler ile iyileştirilmektedir. Bu tür bölgesel ağrılarda özellikle bel fıtığı ve sırt fıtığı dikkate alınmalıdır.

Bel Ağrıları
Bel Ağrıları

Bel ağrıları her zaman bel fıtığı anlamı taşımaz

Omurganın bel kısmı beş adet omur ve disk mesafesinden oluşmaktadır. Sırtın bu bölümü vücut ağırlığını en fazla taşıyan bölgedir. Belin hareket kabiliyetini ortaya çıkartan omurlar arasındaki disklerdir. Günlük yaşamsal aktiviteler neticesinde (özellikle ağır işlerde) merkezdeki bu diskler sertleşir. Buna bağlı olarak ileri seviyede fıtıklaşma oluştuğunda kapsüle doğru baskı uygular. Bu aşamada kapsül yırtılmaya başlar. Böylece serbest kalan disk sinir köküne baskı uygular. Sinir köküne baskı uygulayan disk, bacaklara doğru uzanan sinirlerde EMG transferini engeller. Bunun etkisi de bacaklarda huzursuzluk, ağrı ve kasılma gibi şikayetlere neden olmaktadır.

Bel ağrıları son derece yaygın sağlık sorunlarından biridir. Baş ağrılarından sonra en fazla görülen ağrılar arasında yer alır. Bel ağrıları insanların yüzde 85’inde yaşamlarının bir döneminde mutlaka ortaya çıktığı rapor edilmektedir. Beldeki her ağrı bel fıtığı kaynaklı değildir. Bel ağrıları bel fıtığının yanı sıra çok farklı unsurlardan da kendini gösterebilmektedir. Bunlar;

  • Karın iç organlarındaki rahatsızlıklar,
  • Jinekolojik sorunlar,
  • Bazı enfeksiyon hastalıkları,
  • Romatizmal hastalıklar gibi nedenlerin yanında omurganın bel bölgesindeki bazı sorunlardan da ortaya çıkabilmektedir.

En önemli bel ağrısı nedeni olan bel fıtığını tanımlamak için öncelikle omurganın yapısının ve görevlerinin bilinmesi gerekmektedir. Omurların arasındaki diskler esnek bir yapıya sahip kıkırdak dokudan oluşmaktadır. Omurga insan vücudunu ayakta tutarak vücudun yükünü taşır. Gövdenin her yöne hareketini sağlar. İçindeki kanal yapısıyla omuriliği korur. Vücut ağırlığını taşıdığı için buradaki diskler daha kolay yıpranır. Disk, ortada çekirdek ve bunu koruyan kapsülden oluşur. Herhangi bir zorlanmayla koruyucu kısım yırtılıp çekirdek arkaya kanala doğru fıtıklaşırsa buradan bacaklara giden sinirlere baskı uygular. Bu sinirlerin doğru çalışmasını ve beyinden gelen komutların (EMG sinyallerinin) doğru şekilde hedefe ulaşmasını engeller. Bu durumda belde ve bacakta ağrı, uyuşukluk, kuvvetsizlik belirtileri olur. İşte bu belirtilere bakıldığında bu durumdaki kişilere bel fıtığı tanısı konur.

Bel fıtıkları ve bel ağrıları nasıl giderilir?

Bel fıtıklarının ve genel kas spazmlarının yarattığı bel ağrılarından kurtulmanın bir kaç yolu vardır. İşte bunları anlatmadan önce ağrının nedenini ve etkeninin tespit edilmesi gerekmektedir. Eğer ağrıya etken sebep belli ise hekimin önerisi doğrultusunda tedavi programı uygulanmalıdır. Zira istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Genel olarak bel ağrılarının ortaya çıkmasına neden olan unsurlar yukarıda sıralanmıştır. Şimdi ise bu ağrılardan nasıl kurtulabileceğinizi ya da ağrıyı nasıl hafifleteceğinizden yüzeysel olarak bahsedelim.

Genel olarak bel ağrılarını önlemek için en verimli yöntemlerden biri olarak bel egzersizleri gelmektedir. Fıtıklaşmanın erken döneminde teşhis konulması önemlidir. Bacaklarda kasılmalar ve hafif düzeyde ağrı şikayeti varsa;

  • Fizik tedavi uygulamaları
  • Bel egzersizleri (PDF)
  • İlaç tedavileri
  • Epidural enjeksiyonlar
  • Faset eklem enjeksiyonları
  • Sıcak uygulamalar yardımcı olabilmektedir.

Bu süreçte çok dikkatli olmak gerekir, istenmeyen durumların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Eğer ki şikayetler devam ediyorsa uzman hekime gitmek gerekir. Her zaman durumun sanıldığından daha ciddi olabileceğini unutmamak gerekir. Bazı durumlarda da cerrahi girişimler gerekir.

Hangi cerrahi girişimler uygulanır?

Bel ağrılarını gidermek için genel olarak egzersizler ve cerrahi tekniklerin uygulandığı artık herkes tarafından bilinmektedir. Ameliyat aşamasına gelmiş olan fıtıklarda ise önceden açık cerrahi teknikleri yaygın olarak uygulanmaktaydı. Oysa ki açık cerrahi ile yapılan ameliyatlardaki en büyük olumsuzluk ameliyat süresinin uzamasıdır. Bununla birlikte ameliyat süresinin uzaması hastanın daha fazla narkoz alması demektir. Ayrıca ameliyat sahasının enfeksiyon riskine daha yatkın olmasını sağlıyordu. Bu nedenle günümüzde açık cerrahi teknikler fazla tercih edilmemektedir. İşte tam bu noktada açık cerrahi uygulamaları yerine mikrocerrahi, endoskopik cerrahi ve perkütan hidrodiskektomi uygulamaları yapılmaktadır.

Açık cerrahi, bel bölgesinin ortalama 10cm kadar açılması ile fıtığın boşaltılmasını amaçlayan girişimdir. Eğer hekim disk mesafesine cage (kafes) uygulaması düşünüyorsa açık cerrahi en uygun tekniktir. Bu tür girişimlerde iyileşme süreci diğer girişimlere göre daha uzun sürmektedir. Elbette bu sürecin nasıl ilerleyeceğini hekiminiz size mutlaka açıklayacaktır.

Mikrocerrahi, hekimin diske kolaylıkla ulaşabileceği daha küçük bir kesik içinden çalışmasını ifade eder. Genellikle bir guide (tüp kanal) içerisinden çalışılır. Hedefe direkt erişim ile disk sahadan uzaklaştırılır ve sinir üzerindeki bası ortadan kaldırılır. Bu genellikle tek taraflı ve tek seviye fıtıklarda uygulanmaktadır. İyileşme sürecine bakıldığında da açık cerrahiye göre daha hızlı iyileşme olmaktadır.

Endoskopik cerrahi girişimler ise neredeyse 2cm lik bir kesi içinden yine tüp kanallar ile çalışılarak yapılır ve hızlı bir cerrahi girişim imkanı sunar. Bu tür girişimle tedavi olan hastalarda da enfeksiyon riski en aza indiği gözlemlenmektedir.

Son teknolojik girişimler düşünüldüğünde ise Perkütan Hidrodiskektomi artık oldukça yaygın biçimde uygulanmaktadır. Uygulama yetkinliğine sahip olan uzmanlar tarafından girişimler yapılır. Hidrodiskektomi, adından da anlaşılacağı gibi su ile fıtığın tedavisi anlamını taşır. Basınçlı su ile sahadaki fıtık parçalanır ve aynı kanal içinden vakumlanarak sahadan uzaklaştırılır. Diğer cerrahi girişimler göz önüne alındığında girişim süresi oldukça kısadır. Buna bağlı olarak da iyileşme ve sosyal yaşama geri dönme süresi daha hızlı olur.

Benzer Gönderiler

Bir yorum

Bir yanıt yazın